Kripto para dünyası, son dönemlerin en büyük çöküşlerinden bir tanesini yaşadı. Hatırlayanlarınız olacaktır; birkaç ay önce Terra (LUNA) olayı patlak vermiş, bir kripto para biriminin aniden yüzde 97 oranında değer kaybetmesiyle piyasalarda büyük bir çöküş olmuştu. Sonraki süreçte ise hafif bir toparlanma eğilimi görmüştük.
Yatırımcılar rahat bir nefes alır gibi olmuşken, piyasaları alt üst eden yeni bir gelişme yaşandı. Bu kez dünyanın en büyük kripto para borsaları arasında yer alan FTX, hakkında çıkan haberler sonrası iflas etti. Yaşananlar, piyasaları bir kez daha sarsmayı başarmıştı. Hal böyle olunca da bundan bir yıl önce 70 bin dolar seviyesini konuştuğumuz Bitcoin, 15 bin dolar seviyelerine kadar gerilemiş oldu…
E hani merkeziyetsizlik gerekiyordu? Nasıl oldu da yaşanan olaylar, piyasaların çökmesine yol açtı?
Kripto paralar yaygınlaşmaya başladığında, “merkeziyetsizlik” tabiri herkesin dilindeydi. Sektörün önde gelen isimleri, herhangi bir bankaya veya hükümetlere bağlı olmayan kripto para birimlerinin, geleceğin ekonomik modeli olacağını söyleyip duruyordu. Ancak geldiğimiz nokta ortada. Bir borsayla ilgili gündeme gelen iddialar ile akabinde yapılan açıklamalar, yatırımcıların milyarlarca dolar zarar etmesine yol açtı. Dev bir borsa da batıp gitmiş oldu…
Yani kripto para dünyasında merkeziyetsizlikten bahsetmek, şu an için çok da mümkün değil gibi görünüyor. Biz de bu durumu, siz değerli okurlarımız için Daktilo 1984 sitesinin genel yayın yönetmeni, Ekonomist Enes Özkan’a sorduk. Gelin hep birlikte, bir ekonomistin bu konuyla ilgili yorumlarına yakından bakalım.
Merkeziyetsizlik tüm kriptolar için değil. Bitcoin için!
Enes Özkan, merkeziyetsizlik tabirinin aslında tam olarak doğru kullanılmadığını ifade ediyor. “Merkeziyetsizlik savını ortaya atan şey kripto paralar değil, Bitcoin. Ayrıca Bitcoin’in merkeziyetsizlik savı da hala devam ediyor. Merkeziyetsizlik savıyla alternatif bir ekonomi modeli öneren Bitcoin hala yerinde!” diyen Özkan, buradaki esas meselenin diğer kripto para birimleriyle ilgili olduğunu belirtiyor.
“Hız, merkeziyetsizlik ve güvenlik… Üçünü birlikte sağlamak kolay değil!”
Merkeziyetsizlik kavramını anlamak için teknik detaylara inmek gerektiğinden bahseden Özkan, kripto para birimlerinin üç teknik detay olan hız, merkeziyetsizlik ve güvenliği aynı anda sağlamanın çok zor olduğunu ifade ediyor. Gelin bir ekonomistin sözleriyle hem Bitcoin’in hem de diğer kripto para birimlerinin çalışma mekanizmasına yakından bakalım:
Bitcoin’de birçok merkez var. İşte bu da merkeziyetsizlik demek. Bundan kaynaklı olarak da transferler uzun sürüyor. Birçok insan bu transferlerde rol oynuyor. Ayrıca Bitcoin’de yapılan bir işlem geri alınamıyor. Bu güvenlikle ilgili bir şeydir. Diğerlerinde ise bambaşka bir durum var. Bu yüzden Bitcoin’i diğerleriyle karıştırmamak lazım.
Diğer kripto paralarda ise farklı farklı durumlar var. Bazıları hisse senedi, bazıları gerçek para, bazıları mevduat hesabı, bazıları ise emtia gibi hareket ediyor. Tam da bu yüzden, Bitcoin’i kripto para, diğerlerini ise kripto varlık olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır. İşin bir de getirdiği yenilik boyutu var. Bitcoin, paranın doğasıyla ilgili, yani ekonomiyle ilgili bir yenilik getirdi. Diğerleri ise daha çok yepyeni teknolojiler kazandırdı.
“Esas mesele, bir merkez tarafından üretilen kriptolarda!”
Enes Özkan’a göre merkeziyetsizlik tartışmaları Bitcoin ile bağdaştırılıyor olsa da esas mesele, bir ekip tarafından piyasaya sürülmüş olan nispeten küçük kriptolarda. Ünlü ekonomist, merkeziyetsizlik tartışmalarına şu açıdan bakılması gerektiğini ifade ediyor.
Yaşanan sıkıntılar, merkezi yapıların ortaya çıkardığı kripto varlıklarla ilgili. Genelde ekipler tarafından piyasaya sürülen kriptolar. İşte “shitcoin”ler, “memecoin”ler, Dogecoin (DOGE) ve Shiba Inu (SHIB) gibi varlıklar. Örneğin en son yaşanan FTX borsasındaki sıkıntılar. Onların FTT isminde bir kripto birimleri vardı. Komisyonlarda avantaj sağlıyor. FTX ekibi, sınırsız FTT basma özgürlüğüne sahiptiler. Bitcoin’de ve hatta Ethereum gibi büyük kripto paraların çoğunda böyle bir şey yok.
Yaşananlar sonucunda endişelenmeli miyiz yoksa umudumuzu koruyalım mı?
Türkiye’de çok sayıda kripto para yatırımcısı olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Hal böyle olunca biz de yatırımcıyı nelerin beklediği konusunda bir soru sorduk. “Geleceğe yönelik endişelenmeli miyiz yoksa umudumuzu korumalı mıyız?” sorumuza, Ekonomist Enes Özkan’ın cevabı şöyle oldu:
Aslında her ikisi de. Bir yandan endişe veriyor çünkü bu kadar fazla aksiliğin art arda gelmiş olması, fiyatlarda düşüşe neden oldu. Ayrıca bu gibi durumlar kriptoyu regüle etmek isteyen kamu kurumları, uluslararası kuruluşları ve hükümetleri güçlendiriyor. Ellerine koz veriyor ve hatta çok büyük yeniliklere kapı kapatmamıza neden olabilecek hareketlere dönüşebiliyor. Ancak ben hala umutluyum. Bunun nedeni, en başında da söylediğim gibi meselenin merkeziyetsizlikle ilgili olmaması…